“Biyofrekans TEDAVİSİNİN EN YÜKSEK BAŞARILI SONUÇ VERDİĞİ HASTALIK GRUBU ALERJİLERDİR.”
ALERJİK HASTALIKLAR
Alerjik hastalıkların görülme sıklığı günümüzde giderek artmakta ve tedavileri daha çok önem kazanmaktadır. Biyofrekans metodu ile alerjiler hızlı ve etkili bir şekilde tedavi edilmekte, alerjik bozukluklardan kaynaklanan tüm hastalıkların tedavisinde % 85-90 oranında başarılı olunmaktadır.
Biyofrekans ile alerjik hastalıkların tedavisi mümkün müdür?
Biyofrekanstedavisinin en yüksek başarılı sonuç verdiği hastalık grubu alerjilerdir. Günümüzde alerjiler, alerjen maddeden kaçınma ve belirtilere yönelik ilaç tedavileri ile bastırılmaya çalışılmaktadır. Kortizon ve antihistaminik ilaçlar hastaya ancak bunları kullandığı sürece yardım edebilmekte, bunun yanında belirtilere sebep olan maddeye karşı olan alerjik tepkiyi ortadan kaldırmamakta ve yan etkilere neden olabilmektedir. Spesifik bağışıklık tedavisi ise sadece küçük bir hasta grubunda uygulanmakta ve çok zaman alması, yüksek maliyetli olması ve her zaman başarılı olunamaması, yan etkilerinin çok olması nedeniyle sınırlı sayıda hastaya uygulanmaktadır.
“GENELLİKLE HAFTADA BİR KEZ, YAKLAŞIK BİR SAAT SÜREN BİYOFREKANS TEDAVİ PLANI UYGULANIR.”
Alerjik hastalıkların tedavisinde biyofrekans nasıl uygulanmaktadır?
Biyofrekansmetodu ile tedaviye alerji testi yapılarak başlanır. Kişiye dokunduğu düşünülen her maddeye karşı test yapılabilmekte ve uygulanan terapi ile iyileşme sağlanabilmektedir. Hastanın hangi madde veya maddelere alerjisi olduğu tespit edilir. Tedavi önceliği planlanır. Her bir alerjen cevap tedavisi ile genel alerji eğilimi terapilerinden oluşan kişiye özel tedavi planı oluşturulur. Alerji eğilimi terapisi ile blokajlar, ışınsal yükler, ağır metaller, kimyasallar, bakteri, virüs ve mantar enfeksiyonu tanı ve tedavisi biyofrekans terapi sürecine eklenir. Genellikle haftada bir kez yaklaşık bir saat süren biyofrekans tedavi planı uygulanır. Vücuttaki patolojik alerjen frekansı sıfırlanır ve güçlendirilmiş normal sağlıklı frekans verilir. Ara testler yapılarak iyileşme takip edilir, tedavi sonrası vücut, alerji yapan maddeyi normal frekans olarak algılar ve hastalık tablosu ortadan kalkar. Alerjen madde sayısına göre değişebilmekle beraber genellikle 12-14 hafta içinde tedavi sonlanır. Daha sonra hasta alerjenle karşılaştığında tepki vermez ve eskiden görülen belirtilerin hiçbiri gerçekleşmez.
“EGZAMA TEDAVİSİ DE BİYOFREKANSLA ETKİN BİR ŞEKİLDE YAPILMAKTA, BİYOFREKANS METODU İLE EGZAMANIN OLUŞUMUNA SEBEP OLAN FAKTÖRLER TESPİT EDİLEREK YÜKSEK BAŞARI ORANLARIYLA TEDAVİ EDİLEBİLMEKTEDİR.”
Biyofrekans metodu ile alerjik cilt lezyonları, alerjik rinit, alerjik astım, gıda maddesi alerjileri, alerjik mide bağırsak hastalıkları gibi birçok hastalığın tedavisinde büyük başarı oranları kaydedilmektedir. Zaman içinde edinilen tecrübeler ile alerjik reaksiyonların bilinen alerji bulguları dışında konsantrasyon bozukluğu, kronik yorgunluk, kolit, sistit, migren, depresyon, hiperaktivite fibromiyalji gibi daha bir çok hastalığa da zemin hazırladığı görülmüştür. Alerjiler etkin bir şekilde biyofrekans terapi edildikten sonra bu hastalıklarda da büyük oranda düzelme kaydedilmektedir.
Alerjik kontakt dermatit; alerjenle teması takiben ciltte tipik döküntüler ortaya çıkar. Buna sabun, nikel, kobalt, parfüm, plastik, sentetik kumaş gibi maddeler sebep olabilir. Biyofrekans ile sebep olan alerjenler bulunur ve tedavi edilir. Tedavi başarı oranları çok yüksektir.
Egzama; çeşitli iç ve dış faktörlere derinin iltihaplı cevabı olarak ortaya çıkan durumun genel ismidir. Egzama (dermatit) en yaygın cilt hastalıklarından biridir, Fakat aynı zamanda sebepleri ve kesin tedavisi ile ilgili de tıp dünyasının net cevaplayamadığı bir rahatsızlıktır. En yaygın türü “atopik dermatit” olarak da bilinen “alerjik egzama”dır. Egzama tedavisi, biyofrekansla etkin bir şekilde yapılmakta, biyofrekans metodu ile egzamanın oluşumuna sebep olan faktörler tespit edilerek yüksek başarı oranlarıyla tedavi edilebilmektedir.
Solunum yolları akut ve kronik hastalıkları, hafif burun kaşıntısından saman nezlesi, sinüzit, astım ve bronşite kadar uzanan geniş bir hastalık grubunu içerir. Klasik alerji testleri ile temel alerjenler bakılır, biyofrekans ile ise alerjen maddeler çok geniş olarak taranıp tespit edilir. Sonrasında bu şikâyetlere neden olması olası kronik toksin yükleri, barsak ve diğer organ bozuklukları, elektromanyetik maruziyet gibi tedavi blokajları da ortadan kaldırılarak bu hastalıklar etkin bir şekilde tedavi edilir. Özellikle çocuklarda ve kısa süre önce şikâyetleri başlamış hastalarda başarı oranları daha yüksektir.
Hayvan tüyü veya kılı alerjisi; bu alerjinin başarılı olarak tedavi edilmesi evinde kedi, köpek beslemek isteyen fakat bu hayvanlara alerjisi olan bireyler için çok sevindiricidir.Terapi bilgisi ve alerjiyi tetikleyen bilgi ne kadar örtüşürse tedavi o kadar başarılı olur. Bu yüzde bu alerjilerde genellikle evdeki beslenen hayvanın tüyü istenir. Tedavi sonrası ev hayvanlarıyla birlikte alerjisiz yaşamak hiç de mucize değildir. Tedavi sonrası hayvanlarla temas sonrası gelişen bulgular ortadan kalkar.
Polen alerjisi; üst solunum yollarını etkileyen bu alerji alt solunum yolu hastalıklarına da zemin hazırlayabilmektedir. Gözde kaşıntı, hapşırma gibi bulgulardan astım atağına kadar geniş bir bulgu skalası mevcuttur. Hastalarda temiz polen alerjisine ek olarak atık gazlar, hava partükülleri ve haşere ilaçları ile kirlenmiş polenlere de alerji vardır. Bu da alerjenin sürekli şekil değiştirmesi anlamına gelmektedir Bu sebeple biyofrekans terapisi ile polen alerjisi tamamen geçebileceği gibi her yıl polenlerin yoğun olduğu mevsimlerde kısa süreli hatırlatıcı tedavilere de ihtiyaç duyan hastalar olmaktadır.
Gıda alerjileri; inek sütü, buğday, şeker ve yumurta alerjileri başta olmak üzere bütün majör ve minör alerjenler biyofrekans ile yüksek oranda başarı ile tedavi edilebilmektedir. Özellikle çocuklarda gelişim geriliğine sebep olabilen alerjilerin tedavisi çocuğun fiziksel ve mental gelişimine katkıda bulunmaktadır. Yuvada ve okulda beslenmelerindeki sıkıntıların ortadan kalkmasını sağlamaktadır. Majör alerjenler tedavi edilirken kısa süreli bu maddelerle ilgili perhize tabii tutulur Bu sırada biyofrekans uygulamaları yapılır. Ara testlerle alerjenin bittiği tespit edilince, perhiz bozulur ve artık bu maddelerin tüketilmesiyle alerjik reaksiyon gözlenmediği görülür.
Alerjik bünyenin olduğu; fakat neyin alerjiye sebep olduğunun bilinmediği durumlarda biyofrekans cihazı ile yapılan özel kan testi ile yüksek güvenilirlikle alerjen tespit edilebilinir. Takiben bu alerjiden tedavi ile kurtulunabilinir. biyofrekansla yapılan alerji tedavisinin hiçbir yan etkisi yoktur hatta bebekler, çocuklar ve erişkinlerde güvenle kullanılabilinir.