“KLİNİĞİMİZDE OTOİMMUN HASTALIKLARA BÜTÜNSEL YAKLAŞIMLA, KİŞİYE ÖZEL TEDAVİ PLANLANMAKTADIR.”
OTOİMMUN HASTALIKLAR
Bağışıklık sistemimiz bizi zararlı maddelerden, bakteri, virüs, mantar gibi mikroorganizmalardan, toksinlerden korumaya yönelik programlanmıştır. Vücudumuza giren her madde bağışıklık sistemimiz tarafından değerlendirilir, yabancı ve zararlı olanlar ayıklanır ve yok edilir. Bağışıklık sistemimizde yabancı olarak algılanan ve yok edilmeye çalışılan maddeye maruziyet çok artarsa aşırı yüklenme başlar.
Otoimmun hastalıklar nelerdir?
Otoimmun hastalıklar, bağışıklık sisteminin aşırı duyarlılığı sonucu vücudun kendi dokularına saldırması ile ortaya çıkan hastalık grubudur. Son yıllarda görülme sıklığındaki artışın sebebi tam olarak açıklanamasa da ağır metal yükü, toksik maddeler ve elektromanyetik maruziyetin artması gibi çevresel faktörler ve beslenme alışkanlığındaki büyük değişimler bu hastalıkların sebebi olarak gösterilmektedir. Otoimmun hastalıkların romatoid artrit, tip 1 diyabet, sistemik lupus eritematozus, bazı tiroit hastalıkları, sedef, multiple-skleroz, myastenia gravis vb. gibi 80’den fazla çeşidi vardır.
Otoimmun hastalıklar tedavisi mümkün olan hastalıklar grubunda mıdır?
Günümüzde konvansiyonel tıp da otoimmun hastalıkların tedavisine yönelik tek bir ihtisas dalı yoktur. Etkilenen organın sistemi ile ilgili branşa başvurmak gerekmektedir. Örnek verecek olursak, multiple-skleroz hastası, nöroloji uzmanı tarafından takip edilirken, romatoid artrit hastası, romatoloji uzmanı tarafından takip edilmektedir. Oysa ki otoimmun hastalıklar farklı isimlerle adlandırılsa da ortaya çıkış mekanizmaları aynıdır. Bu yüzden otoimmun hastalıklar farklı organ hastalıkları olarak ele alınmak yerine, bütün olarak değerlendirilmeli, temelinde hastalıkların oluşmasına sebep olan bağışıklık sisteminin aşırı uyarılmasının sebebi bulunup tedavi edilmelidir. Farklı tanılar ile isimlendirilen otoimmun hastalıkların oluşum mekanizması temelde aynı olması nedeniyle tedavilerindeki genel prensipte aynı olmalıdır.
Hastalığın tedavi yöntemleri nelerdir?
Konvansiyonel tıp yaklaşımı ile otoimmun hastalıkların temel tedavi prensibi bağışıklık sistemini baskılamaktır. Bu yaklaşım bağışıklık sisteminin neden bozulduğundan uzak, sadece belirtileri baskılamaya yönelik geçici çözümler sunan bir yöntemdir. Belirtilerin baskılanmasına yönelik tedaviler hastalığın belirtilerini azaltmakta etkili olabilmektedir; fakat ana sebep ortadan kaldırılmadığı için hastalık iyileşmemekte, sadece kontrol altına alınmaktadır. Hastalıkların semptomlarını azaltmaya yönelik olan bu tedavilerin yüksek enfeksiyon riski, kilo alma, depresyon, hatta bağışıklık sisteminin çökertilmesi gibi birçok yan etkisi de bulunmaktadır.
Otoimmun reaksiyon başlıca moleküler benzerlik mekanizması ile meydana gelir. Yapılan araştırmalarla bazı organ ve dokularımızın yapısında bulunan proteinler ile dışarıdan aldığımız vücudumuza yabancı proteinlerin yapısal olarak benzerlik gösterdiğini tespit edilmiştir. Özellikle buğday, arpa, kuru baklagiller, suni beslenen ineklerin sütü, patates, patlıcan ve yer fıstığında bulunan lektin denilen protein ve buğday da bulunan gluten ile tiroid dokusu, sinir hücrelerinin aksonlarını saran miyelin, bağırsak epiteli ile benzerlik göstermektedir. Bu benzerlik nedeni ile antikorlar yabancı antijenleri tahrip ederken sağlıklı hücrelerimizi de ayırt edemeyerek tahrip eder ve otoimmun hastalıkların başlangıcını tetikleyebilirler. Örneğin, gluten duyarlılığını takiben gelişen antikorlar zaman içerisinde sadece glutene değil bağırsak epiteline de saldırırak bağırsak hastalıkları, tiroid dokusuna saldırarak hashimato, eklem zarlarına saldırarak romatoid artrit gibi hastalıkların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Aynı mekanizma ile lektin duyarlılığı olan hastalarda, cilt dokusuna da antikor gelişmesiyle psöriazis ortaya çıkabilmektedir.
Otoimmun hastalıklara neden olan etkenler nelerdir?
Otoimmun hastalığa neden olan etkenler arasında besin intoleranslarının yanı sıra (gluten, lektin, süt, şeker) bazı infeksiyonlar, işlenmiş gıdalar, ağır metaller, toksik maddeler, elektromanyetik maruziyet ve hatta aşırı geçirgen bağırsaklar gibi birçok faktörü sıralayabiliriz.
Biyofrekans ile bu hastalığın tedavisi mümkün müdür?
Tedavide öncelikle bağışıklık sisteminin duyarlılığına neden olan etkenler araştırılmalı, tedavi stratejisi hastaya özel olarak kurulmalı ve semptomatik değil nedensel yaklaşımla tedavi planı yapılmalıdır. Kliniğimizde otoimmun hastalıklara bütünsel yaklaşımla, kişiye özel tedavi planlanmaktadır. İlk olarak kan testi biofiziksel olarak yapılır. Toksik maddeler, alerjiler, ağır metaller, bakteri, virüs ve mantar yükleri tespit edilir. Biyofrekans terapisi ile uygun terapi protokolleriyle toksinlerden, ağır metallerden ve enfeksiyonlardan arınma sağlanır. Alerjiler özel programlar ve eşlik eden diyetlerle ortadan kaldırılır. Bağırsak florası başta olmak üzere tüm organ ve dokulara detoks ve destek tedavisi uygulanır. Beslenme alışkanlıkları ve elektromanyetik maruziyet ile ilgili bilgi paylaşımı ve örneklerle doğru beslenme anlatılır. Çevresel toksik maddelerden uzak durma yöntemleri tartışılır. Otoimmun hastalıklarda doğru beslenme düzeni, alerjilerin tedavisi ve çevresel toksin ve ağır metallerden arınılmasıyla bağışıklık sisteminin duyarlılığı kontrol altına alınarak sağlıklı çalışması sağlanır. Hastalıkların oluşum aşamasındaki ilk basamak tedavi edildiği için otoimmun hastalıkların tedavisinde önemli bir yol alınmış olur.
Uzmn. Dr. Yeliz Bakuy