“SAĞLIKLI BİR SİNDİRİM SİSTEMİ İÇİN BAĞIRSAK FLORASININ SAĞLIKLI OLMASI VAZGEÇİLMEZDİR.”
BAĞIRSAK FLORASI HAKKINDA…
M.Ö. 450 yıllarında Hipokrat “Bütün hastalıklar bağırsakta başlar” demiştir ve 2500 yıl önce tespit edilen bu gerçek günümüzde de birçok bilimsel çalışma ile desteklenmekte, bağırsak florasının önemi her geçen gün daha da fazla önem kazanmaktadır.
Bağırsak florasının sağlığı neden bu kadar önemlidir?
Sağlıklı bir yaşam için ilk olarak sağlıklı bir sindirim sistemine sahip olmak ilk ve vazgeçilmez unsurdur. Bu sistemin iyi çalışması sonucu, vücudumuz için gerekli olan tüm gıda, mineral ve vitaminlerin yeterli düzeyde kullanılması ve zararlı maddelerin vücudumuzdan uzaklaştırılması sağlanır. Sindirim sistemimiz ağızdan başlar ve anüste sonlanır. Tüm bu yol boyunca besinler parçalanır, emilir ve zararlı maddeler atılır. Bağırsak dokusunu, dış ortamdan koruyan, işleyişinin sağlıklı olmasını sağlayan, akciğerde, vajende ve idrar yollarında olduğu gibi koruyucu bir flora vardır. Bu flora % 85 faydalı yani probiotiklerden, %15 candida ve diğer mikroorganizmalardan oluşmaktadır. Sağlıklı bir sindirim sistemi için bağırsak florasının sağlıklı olması vazgeçilmezdir. Bağırsak florası besinlerin parçalanması, sindirim enzimlerinin sentezinin artırılması, bağırsak epiteli üzerinde bariyer görevi ile geçirgenliğinin kontrolü, zararlı maddelerin vücuda girmesinde bariyer oluşturma, mukoza için gerekli enerjinin büyük bir kısmının kısa zincirli yağ asitlerinden sentezlemesi, bazı vitamin ve minerallerin sentezlenmesi gibi birçok önemli görevi vardır. Bağırsak florasının çeşitli nedenlerle bozulması, multıple skleroz, hashimato tiroiditi, alerjik hastalıklar gibi birçok hastalığın temelini oluşturmaktadır.
Kaynak:E. Hsiao/Caltech
Bağırsak florasını neler bozar?
Bağırsak floramızı bozan etkenler arasında en önemlisi yanlış beslenmedir. Özellikle basit şeker, işlenmiş karbonhidratlar, katkı maddeli ve aroma ile tatlandırılmış gıdalar, hormonla veya suni yemle beslenen hayvanlardan üretilen yiyecekler bağırsak floramızı bozar. Diğer nedenler arasında ise yoğun antibiyotik kullanımı, bazı uyku ilaçları, kortizol kullanımı, doğum kontrol hapları, mide asiditesini azaltmaya yönelik ilaçlar, stres, diyabet ve obezite gibi hastalıklar sayılabilir.
Bağırsak sağlığı hakkında bilmediklerimiz nelerdir?
Davranışlarımızı ve ruhsal dengemizi etkileyen tek organ beynimiz değil; ikinci beyin olarak da adlandırılan karın bölgesindeki “enterik sinir sistemi”mizdir. Beynimiz ile pek çok açıdan benzer özelliklere sahip olan, bağımsız olarak çalışabildiği gibi vagus siniri üzerinden beyne sinyaller göndererek davranışlarımızı etkileyebilen bir sistem olan enterik sinir sisteminin bağırsak duvarına gömülü olduğu, üstelik hem fiziksel hem de zihinsel sağlığı önemli ölçüde etkilediği artık bilim dünyası tarafından kabul edilmektedir. Bağırsakların beyne vagus siniri aracılığı ile ilettiği çok sayıda bilgi; beynimizde işlenmekte, bağırsak tarafından da sentezlenen seratonin, dopamin gibi yaklaşık 40 tane nörotransmitterler ruhsal ve bedensel sağlığımızı etkilemektedir. Vücutta bulunan serotoninin %80’ inin, dopaminin ise yaklaşık %90’ının bağırsakta üretildiği son dönem yapılan çalışmalarla desteklenmektedir. Depresyonu engellediği, uyku, iştah ve vücut ısısını düzenlediği bilinen serotonin, bağırsakta üretildikten sonra kana karışır ve akciğer, karaciğer ve hatta kalp gibi organların sağlıklı çalışması, işleyişinin düzenlenmesine katkı sağlar, duygu durumumuzu değiştirebilir. Genel kanı bağırsakta üretilen nörotransmiterlerin beyne ulaşamadığı doğrultusunda olsa da kuramsal olarak hipotalamus gibi kan-beyin bariyeri olmayan küçük bölgeler için bu durum geçerli değildir. Duygu durumumuzu değiştirebilir. Bu tezi destekleyen 2006, “The British Journal of Psychiatry” de yayımlanan bir araştırmaya göre vagus sinirinin uyarılmasının başka tedavilere yanıt vermeyen kronik depresyon tedavisinde etkili olduğunu göstermektedir. Depresyon tedavisinde serotonin seviyesini ilaçlarla artırmanın yanı sıra, bağırsak florasının tedavi edilmesi, normal-sağlıklı fonksiyon yapabilir duruma gelmesi, etkili ve kalıcı tedavi için vazgeçilmez bir unsurdur. Aynı şekilde otoimmun hastalıklarda bağışıklık sistemini baskılamak yerin, neden bu sistemin bozulduğunun araştırılması ve ana nedenin tedavi edilmesi çok daha etkili belki de tek tedavi şekli olabilmektedir.
Biyofrekans terapisi ile neler yapılabilir?
Biyofrekans terapisi, bütüncül yaklaşım ile hastalık nedenleri araştırılmakta, bağırsak florası özel programlar ile desteklenmekte, bağırsaktaki bakteri virüs ve mantarlar tedavi edilmekte ve bağırsak florasında faydalı bakteriler desteklenmektedir. Bağırsakta kronik inflamasyona neden olan alerjenler tedavi edilerek, bağırsak geçirgenliği düzenlenmekte; ağır metal ve toksik yükler uzaklaştırılarak ikinci beynimizin sağlıklı çalışması, gerekli vitamin, mineral ve gıdaların vücudumuza alınması ve bağışıklık sistemimizin regülasyonu sağlanmaktadır.